2014 yılında Avustralya’nın dönem başkanlığında gerçekleştirilen G-20 zirvesinin önemli çıkıtlarından birisi, “G-20 Enerji Verimliliği Eylem Planı” idi. 2 Ekim 2015’te İstanbul’da gerçekleştirilen ilk G-20 Enerji Bakanları Zirvesi vesilesiyle yayınlanan G-20 Enerji Verimliliği Eylem Planı Değerlendirme Raporu, üye ülkelerin yaklaşık bir senede aldığı yolu düzenli bir şekilde özetliyor.
Eylem Planı, dünyadaki toplam enerji tüketiminin %80’ini gerçekleştiren G-20 ülkelerinden, enerji verimliliği performanslarını arttırmaya yönelik uygulamaları hayata geçirmelerini bekliyor. Enerji Verimliliğinde İşbirliği için Uluslararası Ortaklık (International Partnership for Energy Efficiency Cooperation-IPEEC) koordinasyonuyla kurulan çeşitli çalışma kollarının önderliğinde hayata geçirilmesi planlanan Eylem Planı, enerji verimliliği alanındaki öncelikleri 6 grup altında toplamış. Bu öncelik alanları kısaca (1) taşıtlarda enerji verimliliği, (2) (internet bağlantısı olan) elektronik cihazlarda enerji verimliliği, (3) Enerji verimliliği yatırımı için finansman, (4) Binalarda enerji verimliliği, (5) Sanayide enerji yönetimi ve (6) Elektik üretiminde enerji verimliliği olarak sıralanabilir.

İlk 3 Maddeyi İnceledik
Peki bu öncelik alanlarında Eylem Planı’nın detayları neler ve Türkiye 2015 yılının ilk 9 ayında eylem planıyla uyumlu olarak ne gibi uygulamalar hayata geçirdi? Doğruluk Payı ekibi olarak bu konuyu 2 bölüm halinde incelemeye karar verdik. 6 öncelik grubunun ilk 3’ünü inceleyen çalışmamızı sizlerle paylaşıyoruz.
1. Taşıtların Enerji Verimliliği ve Emisyon Performanslarının Geliştirilmesi
Enerji Verimliliği Eylem Planı, G-20 ülkelerine başta otobüs, tır ve kamyon gibi ağır araçları dikkate alarak temiz yakıt,  araç emisyonları, yakıt verimliliği ve çevreci yük taşımacılığı gibi alanlarda ulusal emisyon ve yakıt standartlarını yükseltmelerini tavsiye etmektedir. Ağır araçlar dünya taşıt yoğunluğunun sadece %10’unu teşkil etmekle birlikte ulaşım kaynaklı yakıt tüketiminin %50’sinden sorumlular. Eylem Planı’na göre dünyadaki ağır taşıt satışlarının yaklaşık %75’i G-20 ülkelerinde gerçekleşmektedir. Bu durumu dikkate alan plan, üye ülkelerden özellikle motor verimliliği ve performans arttırımı, biogaz ve otogaz kullanımının teşvik edilmesi gibi önlemler almalarını beklemektedir.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) tarafından yayınlanan “Taşıtlarda Enerji Verimliliği” başlıklı rapor, Türkiye’de ulaştırma sektörüne dair çarpıcı veriler içeriyor. Rapora göre 1980-2013 arasında araç sayısının 10 kat arttığı Türkiye’de, Aralık 2014 itibariyle trafikteki araç sayısı 19 milyondu. Araç sayısındaki bu artışın doğal bir sonucu olaraksa 2000-2013 arasında karayolu ulaşım sektöründeki CO2 emisyonlar %56 arttı. Ulaştırma kaynaklı emisyonların toplam CO2 emisyonları içerisindeki payı ise yıllar içinde aşağıdaki tablodaki gibi değişmiştir. Türkiye’de 2000 yılında 8 milyon 320 bin motorlu araç varken 2012 yılında bu sayı 17 milyon 33 bine ulaşmıştır. Bu verilere göre 2000-2013 yılları arasında araç başına düşen emisyon miktarı ise 4.170 tondan 3.595 tona düşmüştür.

AB yönetmeliklerine uyum sürecinde olan Türkiye’de, 2009 yılı başından itibaren “Yeni binek otomobillerin yakıt ekonomisi ve CO2 emisyonu konusunda tüketicilerin bilgilendirilmesine yönelik yönetmelik” yürürlüktedir. Bu yönetmelik sayesinde Türkiye’de üretilen araçların yakıt tüketim miktarları AB standartlarına göre belirlenmektedir. Ulaştırmada yakıt verimliliğinin bir ayağını üretilen araçların yakıt performansı oluştururken, bir diğer ayağını da yakıt teknolojileri oluşturmaktadır. Bu alanda da yönetmelikler yakıtlardaki kükürt ve kurşun gibi bileşenlerin oranlarında yasal zorunluluklar getirmektedir.
Yakıt verimliliği konusunda dünyada yükselişte olan daha yenilikçi uygulamalar ise biodizel yakıt kullanımı ya da hem benzin hem de elektrikle çalışan hybrid araçların yaygınlaştırılmasıdır. Türkiye 2023 hedefleri arasında ulaştırma sektöründe kullanılması hedeflenen yenilenebilir yakıt oranını belirleyerek bu konuyu dikkate almaktadır. Önceki analizlerimizde ele aldığımız bu konuda ne yazık ki başarılı sayılmayız. 2023’te ulaştırma sektöründe kullanılan enerjinin %10,08’ini yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi hedefleyen Türkiye, 2013 için öngördüğü %0,87’lik hedefe ne yazık ki yaklaşamamış ve %0,22’de kalmıştır.

2. (İnternet bağlantısı olan) Elektronik Cihazlarda Enerji Verimliliği
Eylem Planına göre televizyon, akıllı telefon, bilgisayar, beyaz eşya, yazıcı ve diğer ofis cihazlarında geliştirilecek verimlilik standartlarının ulusal düzeyde ortaklaştırılması, bu ürünlerin uluslararası ticaretini kolaylaştıracaktır. Elektronik ürünlerin uyku (stand by) modunda da çoğu zaman çalışırken ki kadar enerji tükettiği konusundaki farkındalık ise yeterli düzeyde değildir. Özellikle internet bağlantısı olan cihazlar düzenli aralıklarla gönderilen ağ sinyalleriyle sıklıkla aktif moda geçmekte ve ihtiyaç olmadığı halde daha çok enerji tüketmektedir. Eylem Planı üye ülkelerin 2015 yılı içinde elektronik cihazların uyku modunda tükettikleri enerjiyi azaltmaya yönelik hedefler belirlemelerini beklemektedir.
Uyku Modunda Enerji Harcayan Cihazlar mı?
G-20 ülkelerinin, bilhassa internet bağlantısı olan elektronik cihazların uyku modundayken harcadıkları enerji gibi detaylı bir konuya bu kadar önem atfetmesi ilk etapta şaşırtıcı geliyor. Geçtiğimiz bir sene içinde İngiltere’nin önderliğinde, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 9 G-20 ülkesi internet bağlantılı cihazlarda enerji verimliliğinin arttırılması konusunda bir vizyon belgesi yayınlamanın yanı sıra, gönüllük esasına uygun şekilde kullanılmak üzere prensip ve ilkeler belirledi. Eylem Planı raporuna göre ayrıca konuyla ilgili çalışmaları desteklemek üzere bir mükemmeliyet merkezi (center of excellence) ve bu alandaki çalışmaları teşvik etmek üzere bir ödül sistemi kuruldu.

Araştırdığımız kadarıyla Türkiye’de evde kullanılan elektronik cihazlar, beyaz eşyalar, ısıtma ve soğutma sistemlerinde enerji verimliliği etiketlemesi ile ilgili bir dizi yönetmelik ve tebliğ olmasına rağmen internet bağlantısı olan elektronik cihazların verimliliğini artırmaya yönelik henüz resmi bir girişim yok.
3. Enerji Verimliliğinin Finansmanı
Üye ülkelerin ortak bir çalışmayla IPEEC Enerji Verimliliği Finansmanı Çalışma Grubu kurması ve bu grup aracılığıyla enerji verimliliği finansmanı için gereken sermaye akışını gerçekleştirecek uluslararası finans camiasını harekete geçirmesi beklenmektedir. Finansman gerektiren eylem alanları arasında enerji üretiminde verimliliğin arttırılması, bina yalıtımlarının güçlendirilmesi, verimli uygulama ve ürünlerin promosyonu, toplu taşıma yatırımları öne çıkmaktadır. Bu öncelik altında kurulacak olan Enerji Verimliliği Finansmanı Çalışma Grubu, dünyada enerji verimliliği finansmanı alanında yapılan iyi uygulama örneklerini bir araya getirip yaygınlaştırmayı hedeflemektedir.
Enerji Talebi Her Yıl Ortalama %7 Artıyor
Enerji talebinin yıllık %7 seviyelerinde arttığını hesaplayan Türkiye için enerji verimliliği yönetimi, artan talebi karşılamaya yönelik önemli bir yöntem olarak kabul edilmelidir. Enerji verimliliği finansmanı konusunda sanayi ve KOBİ’lere çeşitli destekler sunulduğu biliniyor. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nün resmi web sitesinde teşvik veren kurumlarla ilgili bilgiler bulunmakta.
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) enerji verimliliği konusunda KOBİ’lere etüt, danışmanlık ve eğitim hizmetleri için teşvikler sunuyor. Türkiye’de bu hizmetleri sağlamakla sorumlu Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri’nde (EVD) çalışan 5000’e yakın enerji yöneticisi, sanayi tesisleri ve binalarda enerji verimliği alanında danışmanlık hizmeti veriyor. 2 Mayıs 2007 tarihli 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve 25 Ekim 2008 tarih ve 27035 sayılı Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik gereğince bazı kuruluşlar için enerji yöneticisi görevlendirilmesi zorunlu hâle gelmiştir.